Hayatta bazı dönemler olur;
Sanki her şey bizim sorumluluğumuzdaymış gibi hissederiz.
İnsanlar, ilişkiler, geçmişte söylenmiş sözler, yaşanmış kırgınlıklar…
Hepsini düzeltmemiz gerekiyormuş gibi.
Oysa bazen en büyük yorgunluk,
Her şeyi onarmaya çalışmaktan gelir.
Her yanlış anlaşılmayı açıklamak zorunda değilsin.
Her kırılanı eski haline getirmek senin görevin olmayabilir.
Bazı şeyler dağılmak için,
Bazıları da sana bir şey öğretip gitmek için yaşanır.
İnsan çoğu zaman şunu fark etmiyor:
Her şeyi düzeltmeye çalışmak,
Aslında kontrol etme isteğinin bir yansımasıdır.
Kontrol edemediğimiz yerde huzursuz oluruz,
Huzursuzluk arttıkça daha çok müdahale ederiz.
Ama hayat, müdahaleyle değil;
İdrakle dengelenir.
Bazen susmak,
Bazen geri çekilmek,
Bazen “buna artık gücüm yok” diyebilmek
Bir zayıflık değil;
Bilakis içsel bir olgunluktur.
Her yük senin omzunda olmak zorunda değil.
Her cevap senin ağzından çıkmak zorunda değil.
Ve her kapanış, senin çabanla gerçekleşmek zorunda değil.
Bazı kapılar kendiliğinden kapanır.
Bazı insanlar kendiliğinden uzaklaşır.
Bazı düğümler de çözülmez;
Sadece anlamını kaybeder.
İşte o noktada hafiflersin.
Unutma:
Hayatı düzeltmek zorunda değilsin.
Kendinle uyumlanman yeterli.
Gerisi zaten yerini bulur.
Bazen en büyük şifa, hiçbir şeyi zorlamamaktır.
Yorumlar (0)
Giriş Yap
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!