Süleymaniye Kütüphanesinde Saklanan Yasak Kitaplar: Havas Risaleleri ve Kehanet Metinleri

Tarihin hafızası sadece müzelerde değil, kütüphanelerin loş raflarında da saklıdır. Ve Osmanlı medeniyetinin en büyük ilmî hazinelerinden biri olan Süleymaniye Kütüphanesi, sadece fıkıh ve tarih kitaplarıyla değil; adı anılmayan, bazen yasaklanan, bazen ise sadece belirli kisvelere açılan gizemli metinlerle de doludur. Bu yazıda, Süleymaniye arşivlerinin derinliklerinde saklı kalmış havas risalelerini, ledünnâmiye defterlerini, geleceğe dair kehanet metinlerini ve örtülmüş bilgilerın izini süreceğiz.

Süleymaniye Kütüphanesi’nde yer alan el yazması eserlerin büyük bölümü kataloglanmış olsa da, “meçhul risaleler” olarak nitelenen ve içerikleri sadece uzman havasa özgü simgelerle kodlanmış metinler vardır. Bunlar arasında en dikkat çekeni, 17. yüzyıla ait olduğu tespit edilen ve yazarı bilinmeyen bir “Kıyâmet Risalesi”dir. Bu risalede, ebced hesapları ve rüya yoluyla gelecekten haber veren formüller bulunmakta, belirli yıllar için siyasi depremler, yönetici değişimleri ve tabii afetler öngörülmektedir. Ancak bu metin, 19. yüzyılda çeşitli nedenlerle yasaklanmış ve sadece çok sınırlı kişilerin erişimine açılmıştır.

Havas risaleleri, genellikle el yazması kitaplar halinde, içeriklerinde vefkler, dualar, esma zincirleri, tılsım haritaları ve metafizik deneyimlere dair notlar içerir. Bunların bir kısmı, klasik ilm-i ledün metinleriyle örtüşrken; bazıları ise sufiler tarafından kaleme alınmış, sezgi ve keşif temelli bilgilerle yüklü özel defterlerdir. Süleymaniye arşivinde kayıt altına alınmış, ancak açık okuma izni olmayan bu defterlerden biri de “Zâhir ve Bâtın Haritası” adlı metindir. Bu kitapta, Osmanlı coğrafyası içindeki ruhani merkezler, enerjisel düğüm noktaları ve gizli zikir meclislerinin yerleri kodlu simgelerle aktarılmıştır.

Bazı metinlerde sıkça görülen öğelerden biri de “gaybît-nâme” olarak adlandırılan kehanet yazılarıdır. Bu yazılar, bazen bir kâhin, bazen bir ârif, bazen de zâhirde deli sayılan ama hakikatte ledünnâmiye kapılarına vakıf kişiler tarafından kaleme alınmıştır. Gaybît-nâmelerde, Osmanlı’nın sonunun geleceği, üç ünlü zelzeleyle ümmetin sarsılacağı, kutupların yer değiştireceği gibi çözümlemeler yer almakta, bu bilgiler çoğu zaman cifr hesaplarıyla şifrelenmektedir.

Bugün, dijitalleştirilen yazmalar arasında bu tarz metinlerin sadece görüntülerine ulaşmak mümkün olsa da, çok azının tam metinlerine ulaşma izni vardır. Bu durum, havas ehli arasında büyük bir merak ve araştırma isteği doğurmuştur. Hatta bazı modern havas hocaları, bu metinlerdeki bilgileri analiz ederek yeni uygulama teknikleri geliştirmeye çalışmaktadır.

Süleymaniye Kütüphanesi sadece ilim deryasının bir arşivi değil, aynı zamanda sırlar denizinin derin bir mahzenidir. Bu mahzende saklı kalan her risale, sadece bir kitap değil; zamana şifrelenmiş bir hakikat, gayba yazılmış bir not, ruhlara çekilmiş bir işarettir. Ve bu işaretleri ancak, zahirden batına yüzünleri olanlar okuyabilir.

Kürşad BERKKAN

Yorum gönder