Zikir Çekmenin Önemi

admin
7 0

Zikir Çekmenin Önemi: Kalbin Şifası, Ruhun Gıdası

İslam, insanı yaratanına yaklaştıran, dünya ve ahiret saadetini hedefleyen bir dindir. Bu saadete ulaşmanın en önemli yollarından biri ise zikirdir. Zikir, kelime anlamı olarak hatırlamak, anmak, yâd etmek demektir. İslamî anlamda ise, Allah’ı (c.c.) anmak, O’nun isimlerini, sıfatlarını dil ile tekrar etmek, kalp ile tefekkür etmek ve O’nun emir ve yasaklarına uymak demektir. Zikir, sadece dil ile yapılan bir eylem değil, aynı zamanda kalbin Allah (c.c.) ile bağ kurması, ruhun O’na yönelmesi ve tüm varlığın O’nunla huzur bulmasıdır.

Zikrin Kur’an ve Sünnetteki Yeri

Kur’an-ı Kerim’de zikrin önemi birçok ayette vurgulanmıştır. Allah (c.c.) şöyle buyurur:

“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin.” (Ahzab, 41)

Bu ayet-i kerime, zikrin müminler için bir emir olduğunu ve bunun çokça yapılması gerektiğini açıkça ifade etmektedir. Bir başka ayette ise Allah (c.c.) şöyle buyurur:

“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 28)

Bu ayet, zikrin kalpler üzerindeki olumlu etkisini, huzur ve sükûnet kaynağı olduğunu beyan etmektedir. Zikir, sadece kalbi rahatlatmakla kalmaz, aynı zamanda kişiyi Allah’a (c.c.) yakınlaştırır ve O’nun rızasını kazanmasına vesile olur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de zikrin önemine dair birçok hadis-i şerif buyurmuştur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:

“Rabbini zikredenle zikretmeyenin misali, diri ile ölü gibidir.” (Buhari, Deavat, 66)

Bu hadis, zikrin insan hayatındaki önemini ve değerini açıkça ortaya koymaktadır. Zikir, kalbi canlandırır, ruhu diri tutar ve kişiyi manevi anlamda besler. Zikretmeyen ise, manevi anlamda ölü gibidir, kalbi katılaşır ve Allah’a (c.c.) olan bağı zayıflar.

Zikir Çeşitleri: Sesli ve Gizli Zikir

Zikir, genel olarak ikiye ayrılır: Sesli (cehrî) zikir ve Gizli (hafî) zikir.

Sesli Zikir (Cehrî Zikir)

Sesli zikir, dil ile açıkça yapılan, başkalarının da duyabileceği şekilde yapılan zikirdir. Bu zikir türü, özellikle toplu halde yapılan zikirlerde tercih edilir. Sesli zikir, kalbi coşturur, duyguları harekete geçirir ve topluluk içinde birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirir. Ancak, sesli zikir yaparken riyadan (gösterişten) uzak durmak ve ihlasla yapmak önemlidir.

Gizli Zikir (Hafî Zikir)

Gizli zikir ise, dil ile değil, kalp ile yapılan zikirdir. Bu zikir türünde, kişi Allah’ı (c.c.) içten içe, sessizce hatırlar, O’nun isimlerini ve sıfatlarını tefekkür eder. Gizli zikir, kişinin Allah (c.c.) ile daha derin bir bağ kurmasına, O’na daha yakın hissetmesine ve iç huzurunu bulmasına yardımcı olur. Gizli zikir, her zaman ve her yerde yapılabilir, kişinin günlük hayatının bir parçası haline getirilebilir.

Esma’ül Hüsna ile Zikir

Allah’ın (c.c.) en güzel isimleri olan Esma’ül Hüsna ile zikir, zikrin en faziletli ve etkili yollarından biridir. Her bir ismin kendine özgü bir anlamı ve tecellisi vardır. Bu isimlerle zikir yapmak, kişinin Allah’ı (c.c.) daha yakından tanımasına, O’nun sıfatlarını anlamasına ve O’na olan sevgisini artırmasına vesile olur. Örneğin:

  • Ya Rahman, Ya Rahim: Allah’ın (c.c.) rahmet ve merhametini tefekkür etmek için.
  • Ya Gaffar, Ya Tevvab: Allah’ın (c.c.) günahları affeden ve tövbeleri kabul eden olduğunu hatırlamak için.
  • Ya Rezzak: Allah’ın (c.c.) rızık verici olduğunu bilmek ve O’na tevekkül etmek için.
  • Ya Aziz, Ya Cebbar: Allah’ın (c.c.) izzet ve kudret sahibi olduğunu anlamak için.

Esma’ül Hüsna ile zikir yaparken, her bir ismin anlamını düşünmek, kalbi o anlamla doldurmak ve Allah’a (c.c.) olan bağlılığı artırmak önemlidir.

Zikrin Faydaları

Zikrin, dünya ve ahiret hayatına dair birçok faydası vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kalbi huzur ve sükûnetle doldurur.
  • Günahlardan arınmaya vesile olur.
  • Allah’a (c.c.) yakınlaşmayı sağlar.
  • Ruhsal sıkıntıları giderir.
  • Unutkanlığı azaltır, zihni açar.
  • Şeytanın vesveselerinden korur.
  • Ölüm anında kolaylık sağlar.
  • Cennete girmeye vesile olur.

İmam Gazali Hazretleri, zikrin faydalarını anlatırken şöyle buyurur: “Zikir, kalbin cilasıdır. Nasıl ki su, kirleri temizlerse, zikir de kalpteki pası giderir.”

Zikre Nasıl Başlamalı?

Zikre başlamak için özel bir zaman veya mekân gerekmez. Her zaman ve her yerde zikir yapılabilir. Ancak, zikre başlamadan önce niyet etmek, abdest almak ve kıbleye yönelmek daha faziletlidir. Zikre başlarken, öncelikle Allah’tan (c.c.) yardım dilemek, O’nun rızasını ummak ve ihlasla zikretmek önemlidir. Zikre başlarken şu adımlar takip edilebilir:

  1. Niyet etmek: “Allah’ın rızasını kazanmak için zikretmeye niyet ettim” şeklinde niyet etmek.
  2. Tövbe etmek: Geçmiş günahlar için tövbe etmek ve Allah’tan (c.c.) af dilemek.
  3. Salavat getirmek: Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) salavat getirmek.
  4. Zikretmek: Esma’ül Hüsna, kelime-i tevhid veya diğer zikirleri tekrar etmek.
  5. Dua etmek: Zikrin sonunda Allah’a (c.c.) dua etmek ve isteklerini dile getirmek.

Sonuç

Zikir, İslam’ın özünde yer alan, insanı Allah’a (c.c.) yaklaştıran, kalbi huzurla dolduran ve ruhu besleyen önemli bir ibadettir. Her mümin, imkanları dahilinde zikre önem vermeli, günlük hayatının bir parçası haline getirmeli ve zikrin faydalarından istifade etmelidir. Unutmayalım ki, zikir, sadece dil ile yapılan bir eylem değil, aynı zamanda kalbin Allah (c.c.) ile bağ kurması, ruhun O’na yönelmesi ve tüm varlığın O’nunla huzur bulmasıdır. Allah (c.c.) bizleri zikredenlerden eylesin.

Sen de Yorum Yap