RAHMAN SURESİ 17.AYET : İKİ DOĞU VE BATI NE DEMEK?
İçindekiler
Rahman suresi bize iki doğu ve batı konusuna dikkat çekerek bahseder. Rahman Suresinin 17. ayetinde Allah azimüşşan ilginç bir söylemde bulunur bizlere ve ayette şöyle der;
O, İki doğunun ve iki batının Rabb’idir.
Rahman Suresi 17. Ayet
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ

Kur’an-ı Kerim, insanların düşünmesine, farklı bakış açılarıyla evreni, yaratılışı ve ilahi düzeni anlamasına vesile olan bir rehberdir. Ayetlerdeki ifadeler, çoğu zaman birden fazla anlam ve derinlik taşır. İşte bu bağlamda, iki doğu ve batı kavramı üzerine düşünürken farklı perspektifler sunmak mümkündür.
Kur’an’ın Çoklu Bakış Açısı
Kur’an’ın ayetleri, her dönemde, her birey için farklı bir anlam taşıyabilir. Bu anlam çeşitliliği, Kur’an’ın iki doğu ve batı konusunda evrensel rehberliğini ve zamansız mesajını gösterir. Bugün bir ayette farklı bir anlam görüp yarın aynı ayete başka bir anlam yükleyebiliriz. Kur’an, bir deniz gibidir; her baktığınızda derinliği daha da keşfedebilirsiniz.
Bu çerçevede, iki doğu ve batı ifadesini anlamaya çalışırken, ayetin bize sunduğu manevi ve bilimsel anlamları değerlendirmek gerekir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, bu düşünceler kişisel çıkarımlar olup, kesin hüküm yalnızca Allah’a aittir.
Manevi ve Mecazi Bir Yorum
Manevi açıdan bakıldığında, iki doğu ve iki batı, farklı varlık boyutlarını ve sonuçlarını temsil edebilir. Doğular, bir başlangıç veya doğuşu ifade ederken, batılar sonlanmayı veya ayrılığı simgeleyebilir.
- İki Doğu: Birinci doğu dünya hayatındaki doğuşumuzu, ikinci doğu ise ahiret yurdundaki doğuşumuzu ifade edebilir. İnsan, bu dünyada doğar, ahirette de yeniden yaratılır.
- İki Batı: Birinci batı, kabirdeki sonlanmayı ifade ederken, ikinci batı, cehennem gibi bir ayrılık yerini gösterebilir.
Ayetin devamında nimetten bahsedilmesi ise bu iki yönlü anlamı pekiştirir. Dünya hayatı, nimetlerle dolu bir imtihan yurdudur; ahiret ise cennet nimetleriyle mükâfatlandırılacakların yurdudur. Buradaki nimet ifadesi, hem dünyevi hem de uhrevi boyutlara işaret eder.
Bilimsel Yorum: Güneşin Farklı Doğuş Noktaları
Dünya’nın 23,4° eğik bir eksene sahip olması, güneşin farklı dönemlerde farklı noktalardan doğup batmasına neden olur. Bu durum, kuzey ve güney kutup bölgelerinde özellikle belirgindir; bir bölgede 6 ay boyunca gündüz yaşanırken diğer bölgede 6 ay gece görülür.
- Güneş, yıl boyunca her gün farklı bir açıyla doğar ve batar. Bu, bilimsel olarak birden fazla doğuş ve batış noktasını ifade eder.
- Kur’an’ın “doğular ve batılar Rabbine yemin ederim ki” ifadesi, günümüz bilimiyle uyumlu bir şekilde, güneşin farklı açılardan doğup batmasını açıklayan bir ayet olarak da değerlendirilebilir.
Bu bilimsel gerçeklik, Kur’an’ın ilahi kelamının zaman ve mekân üstü bir bakış açısına sahip olduğunu ortaya koyar. Güneşin Allah’ın emriyle hareket ettiği gerçeği, her açıdan ilahi hikmetin bir yansımasıdır.
Evrensel Yorum: Tüm Yönlerin Birleşmesi
Doğu ve batı kavramlarını pusula üzerindeki bir çemberde birleşen yönler olarak düşünebiliriz. Bu durumda, ayet, Allah’ın rahmetinin sadece bir yön veya bir grup için değil, tüm yönlere ve herkese ulaşan bir kapsayıcılık taşıdığını ifade eder.
- İlahi Rahmetin Evrenselliği: Allah, yarattıklarının tamamını kuşatan bir rahmet sahibidir. Doğu, batı, kuzey ve güney; hepsi bu rahmet çemberinin içindedir.
- Yaratılışın Bütünlüğü: Ayetteki ifade, Allah’ın evreni yaratışındaki düzeni ve insanlara sunduğu nimetleri hatırlatır. Her bir yön, Allah’ın varlığının bir yansımasıdır.
Sonuç: Farklı Perspektifler, Tek Hakikat
“İki doğu ve batı” ifadesi, Kur’an-ı Kerim’in derin anlam dünyasına açılan bir kapıdır. Bu ifade, yaratılışın düzeninden ilahi hikmete, insanoğlunun manevi yolculuğundan bilimsel gerçekliklere kadar geniş bir yelpazede düşünülebilecek zengin anlamlar barındırır. Ancak, “iki doğu ve batı” gibi ifadeleri anlamaya çalışırken, her bir yorumun yalnızca bir düşünce ürünü olduğunu ve kesin doğrunun yalnızca Allah’a ait olduğunu unutmamalıyız.
Kur’an, zamansız ve evrensel bir rehberdir. Her bir ayet, bireylerin bilgi birikimine, yaşadığı zamana ve manevi olgunluğuna göre farklı anlamlarla yorumlanabilir. “İki doğu ve batı” ifadesi de bu çok yönlü anlamlardan birini temsil eder. Bu ifade, hem Allah’ın yarattığı düzenin bir işareti hem de insan aklını derin düşüncelere sevk eden bir mesaj olarak değerlendirilebilir.
Manevi bir bakış açısıyla “iki doğu ve batı,” Allah’ın yaratışındaki farklı boyutlara işaret edebilir. Bir doğu dünya hayatının başlangıcını, diğer doğu ise ahiretteki yeni bir başlangıcı ifade edebilir. Benzer şekilde, bir batı dünya hayatının sonlanmasını, diğer batı ise cehennem gibi nihai bir ayrılık yerini temsil edebilir. Bu anlamlandırma, “iki doğu ve batı” ifadesinin insanın yolculuğuna dair hem fiziksel hem de manevi bir derinlik sunduğunu gösterir.
Bilimsel bir perspektiften bakıldığında, “iki doğu ve batı” ifadesi, dünyanın eğik eksen hareketi ve güneşin farklı noktalardan doğup batışıyla ilişkilendirilebilir. Dünya’nın 23,4° eğik bir eksene sahip olması nedeniyle güneş, yıl boyunca farklı açılardan doğar ve batar. Güneşin bu değişen konumları, aslında birden fazla doğu ve batı noktası olduğunu gösterir. Bu durum, Kur’an’daki “doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki” ifadesiyle bilimsel gerçeklik arasında bir paralellik oluşturur. “İki doğu ve batı” ifadesi, günümüz biliminin işaret ettiği bu gerçeği destekler nitelikte okunabilir.
Daha evrensel bir anlamda, “iki doğu ve batı,” yönlerin çemberde birleştiği bir nokta olarak düşünülebilir. Allah’ın rahmeti ve hikmeti, bu yönlerin ötesine geçerek tüm evreni ve tüm yaratılmışları kapsar. Bu ifade, yalnızca coğrafi bir olguya değil, aynı zamanda Allah’ın her şey üzerinde mutlak hakimiyetine işaret eder. “İki doğu ve batı” ifadesi, sadece bir bölgeye, bir zümreye ya da bir sınıra bağlı olmayan, evrensel bir kapsayıcılığı simgeler.
Sonuç olarak, “iki doğu ve batı” kavramı, Kur’an’ın çok yönlü ve derin anlamlar sunan ifadelerinden biridir. Bu kavram, insana düşünme, anlamlandırma ve tefekkür etme imkânı verir. Ancak, bu tür çıkarımlar yaparken, mutlak doğrunun yalnızca Allah’a ait olduğunu unutmamak esastır. Müminler için bu ifadeleri anlamaya çalışmak, sadece bilgi arayışı değil, aynı zamanda kulluk yolculuğunda derinleşmek anlamına gelir. Rabbimiz’in hikmetini anlamaya çalışırken, onun rahmetinin ve yarattığı düzenin büyüklüğüne hayranlık duyarız. Şüphesiz, en doğrusunu ve en hikmetlisini yalnızca Allah bilir.
Daha fazla bilgi için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sabır üzerine açıklamaları ve İslam Ansiklopedisi’nde sınav kavramı başlıklı içerikleri inceleyebilirsiniz.
Bu yazımızı okuduysanız sizi “İcazet vermenin 5 Önemi” isimli yazımızı okumaya davet ediyoruz.
Share this content:
Yorum gönder