Bayezid-i Bistami Hazretleri kimdir?

admin
5 0

Bayezid-i Bistami Hazretleri: Horasan’dan Yükselen Bir Tasavvuf Güneşi

Tasavvuf dünyasının en etkileyici ve tartışmalı figürlerinden biri olan Bayezid-i Bistami Hazretleri, 9. yüzyılda Horasan coğrafyasında yaşamış, derin aşkınlığı, cesur ifadeleri ve fenafillah anlayışına getirdiği özgün yorumlarla İslam düşüncesine damgasını vurmuş bir sufi alimidir. Ebu Yezid Tayfur bin İsa olarak da bilinen Bayezid-i Bistami, sadece kendi dönemini değil, sonraki yüzyılları da derinden etkilemiş, sayısız gönüle ilham kaynağı olmuştur. Bu yazıda, Bayezid-i Bistami Hazretleri’nin hayatını, tasavvufi yolculuğunu, şatahat olarak bilinen sıra dışı sözlerini, fenafillah anlayışını ve Horasan ekolündeki önemli yerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Hayatı ve Kökenleri

Bayezid-i Bistami’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, genellikle 804 veya 805 yılları civarında İran’ın Bistam şehrinde doğduğu kabul edilir. Ailesi Zerdüşt dinine mensuptu ancak dedesi İslam’ı kabul etmiştir. Bu durum, Bayezid’in düşünce dünyasının şekillenmesinde etkili olmuş olabilir. Zira Zerdüştlükteki tek tanrı inancı ve aydınlanma arayışı, Bayezid’in tasavvufi yolculuğunda yankı bulmuştur. Babası İsa, dindar ve mütevazı bir kişiydi. Bayezid, çocukluk yıllarından itibaren Kur’an öğrenmeye ve dini ilimlerle meşgul olmaya başlamıştır.

Rivayetlere göre Bayezid-i Bistami, genç yaşta dünyevi zevklerden uzaklaşarak kendini ibadete ve zikre adamıştır. Bir gece annesinin su istemesi üzerine, testide su bulamayınca uzak bir yerden su getirir. Döndüğünde annesini uyurken bulur ve onu uyandırmaya kıyamaz. Annesi uyandığında durumu öğrenince Bayezid’e dua eder ve onun Allah’a yakın olmasını diler. Bu olay, Bayezid’in annesine olan saygısını ve Allah’a olan bağlılığını gösteren önemli bir örnektir.

Tasavvufi Yolculuğu (Seyr-i Süluk)

Bayezid-i Bistami’nin tasavvufi yolculuğu, derin bir içsel arayışla başlamıştır. Dönemin önde gelen sufilerinden dersler almış, farklı tarikatlara mensup şeyhlerin sohbetlerine katılmıştır. Bu süreçte, Kur’an ve Sünnet’i rehber edinmiş, zühd, takva ve tefekkürle kendini Allah’a yakınlaştırmaya çalışmıştır. Seyr-i sülukunda, aşk ve cezbe halleri yoğun olarak yaşanmıştır. Kendinden geçme, vecd ve istiğrak gibi haller, onun tasavvufi deneyiminin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Bayezid-i Bistami’nin tasavvuf anlayışı, Horasan ekolünün temel özelliklerini taşır. Horasan ekolü, aşk, cezbe, fenafillah ve beka gibi kavramlara büyük önem verir. Bu ekolün temsilcileri, Allah’a ulaşmak için akıl ve mantığın ötesine geçilmesi gerektiğine inanırlar. Bayezid-i Bistami de bu doğrultuda, aşkın coşkunluğuyla dile getirdiği şatahat olarak bilinen sözleriyle dikkat çekmiştir.

Şatahat Sözleri ve Anlamı

Bayezid-i Bistami’nin şatahat olarak bilinen sözleri, tasavvuf tarihinde büyük yankı uyandırmış ve farklı yorumlara neden olmuştur. Şatahat, coşkunluk, kendinden geçme ve aşkın etkisiyle söylenen, zahiren İslam’ın temel prensiplerine aykırı gibi görünen sözlerdir. Ancak sufiler, bu sözlerin derin anlamlar içerdiğine ve vahdet-i vücud (varlığın birliği) anlayışını ifade ettiğine inanırlar.

Bayezid-i Bistami’ye atfedilen bazı şatahat örnekleri şunlardır:

  • “Sübhânî mâ a’zamü şânî” (Benim şanım ne yücedir, ben kendimi tesbih ederim.)
  • “Ben kendimi Allah’tan daha çok severim.”
  • “Cübbemin içinde Allah’tan başka kimse yoktur.”

Bu türden sözler, dışarıdan bakıldığında küfür gibi algılanabilir. Ancak sufiler, bu sözlerin Bayezid’in Allah’a olan aşkının ve fenafillah halinin bir tezahürü olduğunu savunurlar. Bayezid, bu sözlerle Allah’ın varlığında yok olduğunu, kendi benliğinden sıyrıldığını ve Hakk’ın tecellisi haline geldiğini ifade etmek istemiştir. Şatahat, bir nevi ilahi aşkın sarhoşluğuyla dile getirilen, aklın sınırlarını aşan bir ifadedir.

Şatahatın doğru anlaşılması için, sufinin içinde bulunduğu halin ve niyetinin dikkate alınması gerekir. Bu sözler, sıradan insanlar tarafından taklit edilemez ve edilmemelidir. Zira şatahat, ancak derin bir tasavvufi tecrübe ve aşkın bir hal sonucunda ortaya çıkabilir.

Fenafillah Anlayışı

Bayezid-i Bistami’nin tasavvuf anlayışının temelini fenafillah kavramı oluşturur. Fenafillah, Allah’ta yok olmak, benliğin ve nefsin aradan kalkması, kulun kendi iradesini Allah’ın iradesine teslim etmesi anlamına gelir. Bayezid’e göre, fenafillah makamına ulaşan kişi, artık kendi varlığını unutur ve sadece Allah’ı görür. Bu makamda, kul ile Allah arasında bir ayrılık kalmaz, kul Hakk’ın varlığında erir.

Fenafillah makamına ulaşmak için, kulun nefsini terbiye etmesi, dünyevi arzulardan vazgeçmesi ve kendini Allah’a adaması gerekir. Bu süreç, uzun ve zorlu bir seyr-i süluk gerektirir. Bayezid-i Bistami, bu yolda sabır, zikir, tefekkür ve aşkın önemini vurgulamıştır.

Fenafillah’tan sonra beka billah makamı gelir. Beka billah, Allah’ta baki olmak, fenafillah halinden sonra Allah’ın lütfuyla tekrar varlığa dönmek anlamına gelir. Bu makamda, kul kendi varlığını korur ancak bu varlık Allah’ın varlığıyla bütünleşmiştir. Beka billah makamına ulaşan kişi, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanır ve O’nun sıfatlarını yansıtır.

Horasan Ekolündeki Yeri

Bayezid-i Bistami, Horasan tasavvuf ekolünün en önemli temsilcilerinden biridir. Horasan ekolü, İslam dünyasının doğusunda, Orta Asya ve İran coğrafyasında gelişmiş, aşk, cezbe, fenafillah ve vahdet-i vücud gibi kavramlara büyük önem veren bir tasavvuf anlayışıdır. Bu ekolün diğer önemli temsilcileri arasında Ebu Said Ebu’l-Hayr, Ahmed-i Yesevi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi sayılabilir.

Bayezid-i Bistami, Horasan ekolünün temel prensiplerini kendi özgün üslubuyla yorumlamış ve sonraki nesillere aktarmıştır. Onun şatahat olarak bilinen sözleri, fenafillah anlayışı ve aşkın coşkunluğu, Horasan tasavvufunun karakteristik özelliklerini yansıtır. Bayezid’in düşünceleri, özellikle Melamilik ve Kalenderilik gibi tasavvufi akımlar üzerinde büyük etki bırakmıştır.

Sonuç

Bayezid-i Bistami Hazretleri, tasavvuf tarihinin en önemli ve etkileyici figürlerinden biridir. Derin aşkınlığı, cesur ifadeleri ve fenafillah anlayışına getirdiği özgün yorumlarla İslam düşüncesine damgasını vurmuştur. Horasan ekolünün bir temsilcisi olarak, aşk, cezbe ve vahdet-i vücud gibi kavramlara büyük önem vermiş, sayısız gönüle ilham kaynağı olmuştur. Şatahat olarak bilinen sözleri, hala tartışılmakta ve farklı yorumlara neden olmaktadır. Ancak sufiler, bu sözlerin Bayezid’in Allah’a olan aşkının ve fenafillah halinin bir tezahürü olduğuna inanırlar. Bayezid-i Bistami Hazretleri, tasavvuf yolunda ilerlemek isteyenler için önemli bir örnektir ve onun hayatı, aşkın arayışın ve Allah’a yakınlaşmanın sonsuz bir yolculuk olduğunu hatırlatmaktadır.

Sen de Yorum Yap