İlahi Hikmet: Her Şeyde Gizli Olan Bilgeliği Görmek
İlahi Hikmet: Her Şeyde Gizli Olan Bilgeliği Görmek
Günümüz dünyasında, bilgiye erişimin kolaylaştığı çağda, bilgi ile hikmet arasındaki ayrım giderek önem kazanmaktadır. Bilgi, ham verilerin ve olguların bir araya getirilmesiyle elde edilirken, hikmet ise bu bilgiyi doğru bir şekilde değerlendirme, anlamlandırma ve hayata uygulama yeteneğidir. İslam düşüncesinde “hikmet” kavramı, sadece bilgi sahibi olmakla kalmayıp, bu bilgiyi Allah’ın rızası doğrultusunda kullanabilmeyi, olayların ardındaki derin anlamları görebilmeyi ve doğru kararlar verebilmeyi ifade eder. Bu yazımızda, Kur’an-ı Kerim’deki “hikmet” kavramının anlamını, Lokman Sûresi, Bakara 269 ve Nahl 125 ayetleri ışığında inceleyecek ve İmam Şafii, İbn Arabi ve Sadra gibi İslam düşünürlerinin hikmet anlayışlarını karşılaştıracağız.
Kur’an’da Hikmet Kavramı
Kur’an-ı Kerim, hikmeti Allah’ın kullarına bahşettiği büyük bir lütuf olarak tanımlar. Hikmet, sadece dini bilgiyle sınırlı olmayıp, hayatın her alanında doğru yolu bulmayı, adaletli davranmayı ve güzel ahlaka sahip olmayı kapsar. Kur’an’da hikmetin önemi, birçok ayette vurgulanmıştır. Bu ayetlerden bazıları şunlardır:
- Lokman Sûresi: “Andolsun, Lokman’a Allah’a şükretmesi için hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye layıktır.” (Lokman, 31/12) Bu ayet, hikmetin Allah tarafından verilen bir lütuf olduğunu ve bu lütfun şükürle korunması gerektiğini belirtir. Lokman Hekim’in hayatı, hikmetin pratik uygulamalarına güzel bir örnektir.
- Bakara Sûresi 269: “Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.” (Bakara, 2/269) Bu ayet, hikmetin Allah’ın bir ihsanı olduğunu ve hikmet sahibi olanların büyük bir hayra nail olduklarını vurgular. Aynı zamanda, hikmeti anlamak ve değerlendirmek için akıl sahibi olmanın önemine işaret eder.
- Nahl Sûresi 125: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de en iyi bilendir.” (Nahl, 16/125) Bu ayet, hikmetin tebliğ ve davet yöntemlerinde kullanılmasının önemini vurgular. Hikmetli bir yaklaşım, insanları doğru yola sevk etmenin en etkili yoludur.
Bu ayetler, hikmetin sadece bilgi sahibi olmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda bu bilgiyi doğru bir şekilde kullanmayı, adaletli olmayı, güzel ahlaka sahip olmayı ve insanları doğru yola davet etmeyi içerdiğini göstermektedir. Hikmet, Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik bir yaşam tarzını ifade eder.
İslam Düşünürlerinin Hikmet Anlayışları
İslam düşünce tarihinde, farklı ekol ve düşünürler hikmet kavramını farklı açılardan ele almışlardır. İmam Şafii, İbn Arabi ve Sadra gibi önemli isimlerin hikmet anlayışları, bu zenginliğin birer yansımasıdır.
İmam Şafii’nin Hikmet Anlayışı
İmam Şafii (ö. 204/820), fıkıh ve usul alanındaki çalışmalarıyla tanınan büyük bir İslam alimidir. İmam Şafii’ye göre hikmet, Kur’an ve Sünnet’in doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanmasıdır. O, hikmetin temel kaynağının vahiy olduğunu ve aklın bu vahiy doğrultusunda kullanılması gerektiğini savunmuştur. İmam Şafii’nin hikmet anlayışı, şer’i hükümlerin derinlemesine anlaşılması ve hayata geçirilmesiyle yakından ilişkilidir. Ona göre, hikmet sahibi bir mümin, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde doğru kararlar verir ve adaletli bir şekilde davranır.
İbn Arabi’nin Hikmet Anlayışı
Muhyiddin İbn Arabi (ö. 638/1240), İslam düşünce tarihinde önemli bir yere sahip olan sufi bir düşünürdür. İbn Arabi’ye göre hikmet, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellisiyle elde edilen ilahi bilgidir. O, hikmetin sadece akıl yoluyla değil, aynı zamanda kalp yoluyla da elde edilebileceğini savunmuştur. İbn Arabi’nin hikmet anlayışı, vahdet-i vücud (varlığın birliği) düşüncesiyle yakından ilişkilidir. Ona göre, hikmet sahibi bir arif, tüm varlıkta Allah’ın tecellisini görür ve O’na olan aşkıyla hareket eder. İbn Arabi’nin hikmet anlayışı, derin bir manevi tecrübeyi ve Allah’a yakınlaşmayı ifade eder.
Sadra’nın Hikmet Anlayışı
Molla Sadra (ö. 1050/1640), İslam felsefesinin önemli temsilcilerinden biridir. Sadra’ya göre hikmet, varlığın hakikatini bilmek ve bu bilgiye uygun bir şekilde yaşamaktır. O, hikmetin hem akli hem de irfani boyutları olduğunu savunmuştur. Sadra’nın hikmet anlayışı, “transandantal hikmet” olarak da bilinir. Ona göre, hikmet sahibi bir filozof, hem aklını kullanarak varlığın sırlarını çözmeye çalışır, hem de kalbini arındırarak ilahi hakikatlere ulaşmaya çalışır. Sadra’nın hikmet anlayışı, felsefe, teoloji ve tasavvufu bir araya getiren kapsamlı bir yaklaşımdır.
Hikmetin Önemi ve Günümüzdeki Yeri
Günümüzde, bilgiye erişimin kolaylaştığı ve teknolojinin hızla geliştiği bir çağda yaşıyoruz. Ancak, bu bilgi bolluğu içinde doğruyu yanlıştan ayırmak, doğru kararlar vermek ve anlamlı bir yaşam sürmek giderek zorlaşmaktadır. İşte bu noktada, hikmetin önemi daha da artmaktadır. Hikmet, bize bilgiyi doğru bir şekilde değerlendirme, olayların ardındaki derin anlamları görme ve hayatımızı Allah’ın rızası doğrultusunda yönlendirme yeteneği verir.
Hikmet sahibi olmak için, öncelikle Kur’an ve Sünnet’i doğru bir şekilde anlamaya çalışmalıyız. Bunun yanı sıra, aklımızı kullanarak tefekkür etmeli, olaylardan ibret almalı ve sürekli olarak kendimizi geliştirmeliyiz. Hikmet, bir süreçtir ve sürekli bir çaba gerektirir. Ancak, bu çaba sonucunda elde edeceğimiz ilahi lütuf, bize hem dünyada hem de ahirette mutluluk ve başarı getirecektir.
Sonuç olarak, hikmet, İslam düşüncesinde büyük bir öneme sahip olan ve hayatın her alanında bize yol gösteren bir kavramdır. Kur’an-ı Kerim’de hikmetin önemi vurgulanmış ve farklı İslam düşünürleri bu kavramı farklı açılardan ele almışlardır. Günümüzde, hikmet sahibi olmak, doğru kararlar vermek, anlamlı bir yaşam sürmek ve Allah’ın rızasını kazanmak için her zamankinden daha önemlidir. Bu nedenle, hikmet yolunda ilerlemeye ve bu ilahi lütfu elde etmeye gayret etmeliyiz.
Anahtar Kelimeler:
Hikmet, tefekkür, ibret, ilim, hakikat.

Sen de Yorum Yap